[url=http://img2.blogcu.com/images/s/i/l/silentt/rus_balik.jpg][img][Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
[color:178a=black][font:178a=Tahoma]"Biri olmadan, öbürü olmazmış. İki balık yaşarmış; biri turuncu ve iri, öbürü korkak ve ince. Bütün çiftler de böyledir biraz düşününce.

İri sormuş bir gün:
'Madem bütün bu denizler birbirine bağlı, niye biz seninle sadece bu kıyıdan ötekine yüzüp duruyoruz? Kendimizi bir akıntıya bıraksak, yeni sularda yüzsek, başka balıklar yesek daha mutlu olmaz mıydık?'
[/font][/color]
[url=http://img2.blogcu.com/images/s/i/l/silentt/balik_9.jpg][img][Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

[color:178a=black][font:178a=Tahoma]Hak verdi ince.
İnceliğinden sırf. Çünkü onun mutluluğu için, iri ve o kıyı yeterlidir.
Katıldı yine de, düştü irinin peşine. Akıntıya bıraktı kendini. Fakat bir balıkçı, akşam yavrularına balık götürmek için suya ağ atmıştı. Ve bizimkiler farkına varmadan bu ağa takıldılar. Daha doğrusu iri takıldı. İri ya. İnce de sıyrılıp çıktı. İnce ya, bırakıp gitmedi. Hem inceydi hem aşık. Kemirip ağları, kurtardı iriyi. Aşkta, en yanlış şeyler bile mantıklı gelir insana. Tabi balıklara da... Çünkü aşk,suyun içinde de aşktır.


Derken, bizimkiler soğuk denizlere kavuştular.
Fakat ince, alışık değildi bu serin sulara ve hastalandı.
Pulları dökülüyordu her gün ve gün geçtikçe daha da yavaşladı.
Hatta durdu bir gün.
Atlantiğin ortasında.
Ya döneceklerdi ve ince kurtulacaktı ya da tek bedene düşeceklerdi.
Çünkü herkesin Küba'ya kadar yüzecek nefesi kalmayabilir.
Hele hastaysa.
İri, Küba'ya gitmeyi seçmeden önce, biraz düşündü.
O düşündüğü süre kadardı sevgisi, ki o da çok sayılmazdı.
En başta sıkılan oydu köyün kıyısından.
Demek aslında gitmek istiyordu incesinin yanından.
Ama bizimki bu durumu anlamadı. Ve onunla Küba'ya varmak için son çabalarla yüzdü.
İnsan, sevdiğiyle geçen zamana doyamadığı kadar aşıktır. [/font][/color]


[color:178a=black][font:178a=Tahoma]alıntıdır[/font][/color]