[b][i][color:6af7=#000080]İnsan bazen sıkılırmış sanki içindeki geminin fırtınaya yakalanması gibi duyguları azgın fırtınanın arasına dalıp,savrulurmuş rüzgârda duygular sonra su almaya başlarmış geminin su alması gibi, su alan duygular vücuttan gözyaşı olur akarmış sessizce akıp gidermiş insan bedeninden ayrılırmış terk edermiş tıpkı gemiden kaçan fareler gibi tıpkı giden sevgili gibi.

Vücut yine baş başaymış kendiyle fırtınalar koparken içinde ağlayarak yaklaşırmış yeni bir limanı fırtınanın getirdiği sessizlik kırılan ağaçlar gibi kırılırmış kalp parça parça.

Anlatamadığım duyguların arasında sessizce yol alan kimi gün neşeli kimi gün başımın önüne yapışıp gitmeyecek ağrıların arasında düşünceler birbirine karamsar yaklaşıp ağlatır insanı.

Peki ya bu mu gerçek ızdırap veren bir acı saplandığında yüreğine koşarak elinden kaçan mutluluk perisinin gemisi halen gelmedi limana o şimdi uzak şehirlerde mutluluk dağıtıyor.

Bekliyorum ben onu fırtınanın yerle bir ettiği limanda; her gelen gemiden inen insanlar arasında değil mutluluk perisi .

Bu gelen gemide boş, insanlar toplanmış gitmişler sanki evet evet anladılar burada fırtınaların olduğunu.

Geminin tayfası sessizce geminin burnuna bakıp hiçbir şey söylemeden koşup gitti.

“Kaptan bu limanda değil” deyip Kaptan çevirdi gemisini ve görmedi benim ağlayıp haykıran sesimi.[/color][/i][/b]