KADININ GÖZ NURU
OOO KİMLER GELMİŞ

Lütfen Giriş Yapınız,Yada Üye Olunuz!
Umarız Forumumuzda İyi vakit geçirirsiniz...
KADININ GÖZ NURU
OOO KİMLER GELMİŞ

Lütfen Giriş Yapınız,Yada Üye Olunuz!
Umarız Forumumuzda İyi vakit geçirirsiniz...
KADININ GÖZ NURU
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

KADININ GÖZ NURU

         KADININ EL EMEĞİ GÖZNURU PAYLAŞIM FORUMU .HOŞGELDİNİZ :
En son ziyaretiniz :
Mesaj Sayınız : 0

 
AnasayfaAnasayfa  KapıKapı  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  iletişimiletişim  

 

 herkez ne der

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
hicran-k
ADMINISTRATOR
ADMINISTRATOR
hicran-k



başarı
başarı:
herkez ne der Imgleft2/2herkez ne der Emptybarbleue  (2/2)

herkez ne der Empty
MesajKonu: herkez ne der   herkez ne der EmptyCuma Ekim 23 2009, 22:42

[b]Herkes bana ne der, herkes beni ayıplar, kınar düşüncesi, insanı, küfre, ebedi saadetten mahrum kalmaya, kısaca zillete sürükler. Çünkü ayıplanmak korkusu, kötü huylardandır. İnsanların kötülemelerine, çekiştirmelerine, ayıplamalarına üzülmek ve böylece, hakkı, doğruyu kabul etmemek, kötü bir huydur. Çok kimse, ayıplanmak korkusu sebebiyle, iman nimetinden mahrum kalmıştır. Çevresinin ayıplamasından korkarak, Allahü teâlânın emirlerini yapamayan, namaz kılamayan kimseler de az değildir.

Şevahid-ün- Nübüve kitabında şöyle bir hadise nakledilmektedir:

Peygamber efendimizin dedesi Abdülmuttalib anlatır:
“Bir rüya gördüm ve bundan çok korktum. Hemen tabiri için Kureyşin rüya tabirinde mahir olanlarından birine gittim. Beni görünce yüzüme bakıp;

-Hayırdır, sana ne oldu böyle. Yüzünün rengi değişmiş, başına bir iş mi geldi, kötü bir şey mi oldu? dedi. Ben de;

-Gördüğüm bir rüya sebebiyle bu haldeyim dedim ve rüyamı anlatmaya başladım:
Yerden göklere yükselen bir ağaç gördüm. Dalları doğu ve batıya ulaşıyordu. O ağaçtan daha parlak bir nur görmedim. Güneşten yetmiş defa parlak idi. Arablar ve acemler ona doğru secde ediyordu. Ağacın büyüklüğü, nuru ve yüksekliği gittikçe artıyordu. Bazen gözden kayboluyor, bazen açığa çıkıyordu. Kureyş kabilesinden bir kısmı bu ağacın dallarına sarılıyordu. Bir kısmı ise o ağacı kesmeye çalışıyordu. Onun gibisini hiç görmediğim güzel yüzlü bir genç, gelip ağacı kesmek isteyenlere engel oluyordu. Bir kısmının arkasından tutup çekiyor, bir kısmının da gözüne ışık salıyordu. Ben o ağaçtan nasibimi almak için elimi uzattım ve oradaki gence; “Bu nur kimlere nasip olur” dedim. “Senden önce bu ağacın dallarına yapışanlar nasiplenirler” dedi. Sonra korku ile uyandım. Ben rüyamı anlattıktan sonra, rüyayı tabir eden şahsın rengi değişti ve:

-Eğer sen bu rüyayı gerçekten görmüşsen, senin neslinden bir oğul gelecek, doğudan batıya kadar her yere hakim olacak, bütün insanlar ona itaat edecektir, dedi.

Resulullah efendimize Peygamber olduğu bildirildikten sonra, Ebu Talib, babasının bu rüyasını ve tabirini, devamlı anlatmış ve “O ağaç Ebul Kasım Muhammed-ül-Emindir” demiştir. Ebu Talibe, “Öyleyse neden iman etmiyorsun” diye sorulduğunda; “Ayıplanmaktan korkuyorum” cevabını vermiştir.

Ebu Talib, Resulullah efendimizin Peygamber olduğunu bildiği halde, İnsanların kötüleyeceklerinden korkarak ve ayıplayacaklarını düşünerek, iman nimetinden mahrum kalmıştı.

Malik bin Dinar hazretleri zamanında da iki mecusi kardeş vardı. Bunlar ateşe tapardı. Bir gün küçük olan büyüğüne; "Ağabey! Senelerdir biz bu ateşe taparız. Gel bir deneyelim bakalım, bizi yakacak mı? Eğer bizi yakmazsa tapmaya devam gideriz. Şayet yakarsa, tapmayı terk ederiz" dedi. Bir ateş yaktılar. Küçüğü büyüğüne; "İstersen sen önce elini ateşe koy" dedi. Büyük de; "Sen önce elini koy" diye karşılık verdi. Küçük elini ateşe uzatınca; parmağı yandı ve; "Sana bu kadar sene ibadet ederim. Sen ise bana eziyet ediyorsun" dedi. Sonra ağabeyine; "Şimdi bizi doğru yola ulaştıracak bir delile gidelim" dedi. İstişare ile yola çıkıp, Malik bin Dinar hazretlerine gitmeye karar verip Basra'ya gittiler. Onu görünce büyüğü küçüğüne; "Ben Müslüman olmayacağım. Şayet Müslüman olursam, ev halkımın ve akrabalarımın beni ayıplamalarından korkarım. Ateşe tapmak, ayıplanmadan bana daha sevgilidir" dedi ve küfrü tercih etti. Ayıplanmak korkusu, ebedi saadetten mahrum bıraktı. Küçük olan ise; Malik bin Dinar hazretlerinin huzurunda iman nimeti ile şereflendi ve yüksek derecelere kavuştu.

Bilerek, inat ederek, kâfir olmaya, küfürde kalmaya, Küfr-i inadi denir. Bu hâl, kibirden, mevki sahibi olmayı sevmekten, insanların kötülemelerinden, çekiştirmelerinden, ayıplamalarından korkmak sebebi ile hasıl olur. Firavunun ve yoldaşlarının küfürleri böyle idi. Rum İmparatoru Herakliyüs de, tahtından, saltanatından ayrılmak ve ayıplanmak korkusu ile iman edememişti.

İmam-ı Rabbani hazretleri bir talebesine hitaben buyuruyor ki:
“Bütün hareketler, işler, sözler, okumak, dinlemek, hep Allah rızası için olmalıdır. Onun dinine uygun olmasına çalışmalıdır. Bunları yapmak, size bugün için güç olacağını biliyorum. Çünkü, çeşitli maniler etrafınızı sarmıştır. Âdete, modaya kapılmış bulunuyorsunuz. Ayıplanmak, izzet-i nefse dokunmak kuruntularına tutulmuşsunuz. Bütün bunlar, dinin emirlerini yerine getirmenize mani olmaktadır. Halbuki Allahü teâlâ, emirlerini, bozuk âdetleri, çirkin modaları kaldırmak için ve nefs-i emmarenin benlik, izzet-i nefs çılgınlıklarını yatıştırmak için gönderdi.”


alıntı[/b]
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
herkez ne der
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» herkez başka birinin şeytanıdır
» herkez kendi penceresinden bakar
» herkez kendi beyin yapısını öğrensin

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
KADININ GÖZ NURU :: İslam ve İnsan-
Buraya geçin: