İnsanın rızkı değişmez...

İnsanın rızkı değişmez...

"Ey insanlar, ibret alın. Bu hadisede çok büyük ibret var!"
İnsanın iki tane kapısı vardır hem kazançta hem dünya hayatındaki diğer işlerinde. Gayr-ı meşru kapıyı açarsa, rızık gelir kendisine ama haramdan gelir, vebal olur, günah olur, ceza çeker. Meşru kapıyı açarsa rızık gelir, gene aynı rızık gelir, gene kendisinin rızkı gelir. Ama bu sefer helalden gelir, sevap kazanır, dünyada ahirette mutlu olur.

İnsanın rızkı değişmez, ama kapı değişir, geldiği kapı değişir. Helalden gelir, veya haramdan gelir. İnsanın başına gelecek olaylar değişmez ama ya sevap kazanır, ya günah kazanır.Ne olacaksa o olur…

Hz.Ali Efendimiz Kûfe mescidinde namaz kılmak istiyor da, gelmiş mescidin önünde atını devesini bağlayacak bir yer görememiş. Orda bir adam duruyormuş, belki de iyilik yapmak istemiş olacak, demiş ki:

- şunu tutuver biz içerde namaz kılıp gelelim.

Yani bir hafif iş verecek ondan sonra bahşiş verecek filan diye de düşünmüş olabilir. Vermiş dizgini yuları adamın eline, girmişler içeriye namazı kılmışlar yanındaki adamıyla. Dışarıya çıkmışlar, dışarıda adam yok, at da yok, veya deve, neyse binekleri de yok ortada, hadi arayın filan demişler, ilerdeki çayırda hayvanı bulmuşlar ama yuları, dizgini başından çıkartılmış, meşinden olan o zincirler, dizgin takımını çıkartmış, adam almış kaçmış. At orda duruyor, atı alamamış veya almamış, sadece dizgini almış. Şimdi camiden çıkarken kesesinden beş tane dirhem veya dinar neyse para almış cebinde bahşiş verecekti, çıkmış adam yok, paralar elinde duruyor. Hizmetçisine demiş ki;

- Al şu paraları da git yeni bir dizgin al, ata, deveye takalım gidelim.

O da gitmiş çarşıya bir iki dükkan dolaşmış, sonra bir dizgin almış gelmiş, bakmış ki Hz. Ali Efendimiz (r.a) , dizgin aynı dizgin kendi dizgini..

-Nerden buldun?

-Efendim, demiş. İşte dükkana girince bana bir dizgin çıkarttılar, bu dizgini. Ben de dedim bunu nerden buldun?

-İşte, az önce birisi geldi, sattı bunu, beş dirheme sattı, demiş.

Bunu duyunca, beş dirhem lafını duyunca Hz.Ali Efendimiz diyor ki;

Ey insanlar, ibret alın. Bu hadisede çok büyük ibret var, ibret alın. Bakın benim malım helal olduğundan dizginim geldi gitti, bişey değişmedi, yani mal aynı olduğu yerde kaldı. Öteki adamın o günkü kazancı beş dirhemmiş, beş dirhemi bu kesesinden zaten hazırladı bahşiş olarak verecekti, helalinden gelecekti eline. Onu almadı, dizgini çaldı sattı gene beş dirhem aldı, rızkı değişmedi ama , bekleseydi Hz.Ali’den bahşiş olarak alacaktı sevap olacaktı, alnının teriyle olacaktı, beklediği için kazanç olacaktı, meşru olacaktı, beklemedi, hırsızlık yaptı, haramdan kazandı. Dükkancının hiçbirşeyi değişmedi, ona beş dirhem verdi aldı, ondan sonra çalıntı olduğunu anlayınca bundan beş dirhem aldı, onun kasasındaki şey de değişmedi. Hiçbir kimsenin durumu değişmiyor ama haramlık helallik değişiyor. Hz Ali Efendimiz de beş dirhem sadaka yapmanın sevabını gene aldı, neden? “Ameller niyetlere göredir.” Bir insan bir şeyi yapmaya niyet etse, onu yapmaya muvaffak olamasa, yapmış gibi Allah ecir verir. Onu cebinden o bahşiş vermek için çıkarttığı için O da sevabı aldı. Cebinden beş dirhemin çıkması da ezelde yazılmış, kaderinde o varmış, o da tamam. Dikkat ederseniz hiç değişen bir şey yok, sadece haramlık helallik değişiyor. Ya haramdan oluyor, ya helalden…


alıntıdır...

emeğine yüreğine sağlık ablam Rabbim helal kazançlardan eylesin rızıklarımızı

Amin canım....